Türkiye’de eğitim sistemi en tartışmalı konuların başında geliyor.
Yıllar içinde yapılan birçok köklü değişiklik istenen verimi sağlayamadı.
Okullar, eğitimciler, üniversitelerin hem sayısı arttı hem de teknik açıdan daha kullanışlı hale geldi fakat eğitim kalitesinde beklenen seviyelere ulaşılamadı.
Zorunlu eğitim yılı ve mesleki yönlendirmenin zamanlamasının da tartışma konusu olduğu bu dönemde, eğitim camiasında yeni arayışlar başladı.
Bu tartışmalar, sanayi ve hizmet sektöründe yetişmiş kalifiye eleman eksikliğinin zirve yapmasıyla birlikte daha da şiddetlendi.
ZORUNLU EĞİTİMİN YANSIMALARI ÇALIŞTAYI
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in geçtiğimiz günlerde katıldığı bir yayında, “Zorunlu eğitimin çok olduğunu, yakında bunun tartışmaya açılacağını ben de tahmin ediyorum. Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak doğru olmayabilir” sözleri, yeni köklü bir değişiklik için ilk işaret olarak değerlendirilmişti.
Bu kapsamda Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü ‘Türk Eğitim Sistemi ve Zorunlu Eğitimin Yansımaları’ konulu çalıştay düzenledi.
Paylaşılan çalıştay sonuçlarında çarpıcı ifadeler göze çarptı.
Zorunlu eğitimin gereksiz uzun olduğu, mesleki yönlendirmenin daha erkene alınması gerektiği gibi sonuçlara varılan çalıştay raporunda, şu ifadelere yer verildi:
“ZORUNLU EĞİTİM BİR HAK DEĞİL DAYATMA OLDU”
Zorunlu eğitim uygulaması, eğitimi bir hak değil dayatma aracı hâline getirmekte.
Lise ve üniversitelerimiz her öğrencinin kolaylıkla mezun olduğu yapı ve anlayıştan kurtarılmalı.
“HERKESİ MEZUN ETME ÜZERİNE KURULMUŞ SİSTEM DEĞİŞMELİ”
Herkesi mezun edip diploma sahibi yapmak üzerine kurulmuş sistemi öncelikle değiştirmeliyiz.
Zorunlu eğitim süresi düşürülmeli, branşlaşma yani yönlendirme erkene çekilmeli, sınıf geçme yönetmeliği yeniden gözden geçirmeli ve bitirme sınavları geri gelmeli.
“HER ÖĞRENCİ BİRBİRİNE BENZETİLMEKTE”
“İhtiyaçlar, alışkanlıklar ve ekonomik düzey aynı olmadığı halde; bina, öğretmenler, anlayış ve müfredat aynı kalmakta. Farklı beklentileri ve becerileri olan milyonlarca öğrenciye aynı anlayışı sunmak eğitimi çıkmaza sürüklemekte. Her öğrenci vasat bir seviyede birbirine benzetilmekte.
“ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ, İŞSİZLİĞİN YENİ ADI”
Zorunlu lise eğitimi algı noktasında zorunlu bir üniversite eğitimini doğurduğu için üniversite öğrencisi olmak işsizliğin yeni adı olmuştur.
“NİTELİKLİ ELEMAN OLMANIN ÖNÜNDE ENGEL”
Üniversite çağına gelen bir çocuğun artık sanayinin en büyük ihtiyacı olan iş alışkanlıklarına ve mesleki becerilere sahip nitelikli eleman olma ihtimali kalmamıştır.”
Türkiye gazetesinden Mahmut Özay’ın haberine göre; bu kapsamda eğitim sisteminde değişikliğe gidilmesi, zorunlu eğitimin 8 yıla düşürülmesi, liselerin zorunlu eğitimden çıkartılıp yeniden 3 yıla indirilmesi bekleniyor.
Haber Kaynak : ENSONHABER.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
News
